NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
أَخْبَرَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَجْلَانَ
عَنْ
الْمَقْبُرِيِّ
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ
قَالَ أَمَرَ
النَّبِيُّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِالصَّدَقَةِ
فَقَالَ
رَجُلٌ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
عِنْدِي
دِينَارٌ
فَقَالَ
تَصَدَّقْ
بِهِ عَلَى
نَفْسِكَ
قَالَ
عِنْدِي آخَرُ
قَالَ
تَصَدَّقْ
بِهِ عَلَى
وَلَدِكَ قَالَ
عِنْدِي
آخَرُ قَالَ
تَصَدَّقْ
بِهِ عَلَى
زَوْجَتِكَ
أَوْ قَالَ
زَوْجِكَ
قَالَ
عِنْدِي آخَرُ
قَالَ
تَصَدَّقْ
بِهِ عَلَى
خَادِمِكَ قَالَ
عِنْدِي
آخَرُ قَالَ
أَنْتَ
أَبْصَرُ
Ebû Hureyre'den;
demiştir ki:
Nebi (s.a.v.) sadaka
verilmesini emretti de bir adam:
Ya Resûlsllah, yanımda
bir dinar var, dedi. Resûlullah (s.a.v.):
"Onu kendine
tasadduk et (harca)" dedi. Adam:
Yanımda bir dinar daha
var, dedi. Resûlullah (s.a.v.):
"Onu da çocuğuna
tasadduk et (harca)" dedi. Adam:
Yanımda bir dinar daha
var, dedi. Resûlullah (s.a.v.):
"Onu da hanımına
tasadduk et (harca)" dedi. Adam:
Yanımda bir dinar daha
var, dedi. Resûlullah (s.a.v.):
"Onu da hizmetçine
tasadduk et" dedi. Adam:
Yanımda bir dinar daha1
var, dedi. Resûlullah (s.a.v.):
"(Sadaka verme
usûlünü sana açıkladıktan sonra) sen (durumunu) daha iyi bilirsin."
buyurdu.
İzah:
Nesai, zekât; Dârimî,
rikâk; Ahmed b. Hanbel, III, 251, 471.
Resûlullah (s.a.v.) tasadduk
konusunda önce kişinin kendi nefsini zikretmiştir. Çünkü insana en yakın yine
kendisidir ve kendi ihtiyacı başkalarınınkinden önce gelir. Diğer akrabaya
nisbetle babaya en yakın olduğu ve nafakaya şiddetli ihtiyacı bulunduğu için
ikinci sırada çocuğu zikretti. Daha sonra zevce ve hizmetçi zikredilmiştir. Bu
hadis kendi ihtiyacından ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nafakasından
artan maldan sadaka vermeye teşvik etmektedir. Ayrıca çocuğun nafakasının
zevceden önce, zevcenin nafakasının da hizmetçinin nafakasından önce geldiğine
ve yakınların kendi aralarındaki derecelere göre sadakaya başkalarından daha
lâyık olduklarına delâlet eder.